Vadedilmiş Topraklar ve Mesçit-i Aksa

Example HTML page

Vadedilmiş Topraklar ve Mesçit-i Aksa

Vadedilmiş topraklar ve Mesçit-i Aksa üzerinden insanlar birbirleri ile düşmanlık edip savaşıyor. Bu iki tabir de manevi tabir olduğu halde insanoğlu bu iki tabiri maddileştirmiş durumda. Cennet, Huri, Dört ırmak gibi onlarca kelam manevi boyutları olduğu halde insanlar Tanrı kelamını bildikleri ve işine geldikleri gibi anlıyorlar.

…Kitap’ın sadece müteşâbih (benzettikleri-anladıkları) kısmının ardına düşerler. Onun tevilini (mansını) ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar… Ali İmran-7

Hz. Muhammed “Ben ilim şehriyim” ve “Nuh’un gemisine binen kurtulur” derken yine dünya şehrinden ve gemisinden değil manevi gönül şehrinden ve gemisinden bahseder. Bu şehre ve gemiye binmek için arınmak gereklidir.

Muhammed’in Nuru Mescid-i Aksa

Mescit-i Aksa, Mescit-i Haram ve Miraç manevi anlatımlardır. Hz. Muhammed “Nefsini bilen Rabbini bilir” sözü ile Mescit-i Haram olan nefsi ile büyük savaşı kazanmış beden, ruha doğru, nuru temsil eden Mescit-i Aksa’ya yolculuk yaparak Yüce Tanrı’nın huzuruna çıkmıştır. Mescit-i Aksa arınanların varacağı Yüce Tanrı’nın “… Rabbi katında ödülü vardır… Bakara-112” diye bahsettiği manevi makamıdır.

Hz. Muhammed Kudüs’e hiç gitmedi

Hz. Muhammed döneminde Mescit-i Aksa diye bir mescit yapısı yoktu. Hz. Muhammed Kudüs’e hiç gitmedi.  Kudüs’teki Mescit -i Aksa diye anılan Kubbetü’s-Sahre Emeviler tarafından yapılmış ve ismi Emevi hükümdarı Abdülmelik bin Mervan tarafından Hz. Muhammed’den 60 yıl sonra verilmiştir. Yezidin oğlu II. Muaviye hükümdar olunca camilerde Hz. Ali ve Ehlibeyt’ küfür ve iftiraları yasaklamıştır. Kısa ismi Mervan ve Yezit’in karısı II. Muaviye’yi öldürtmüş ve hükümdar Abdülmelik bin Mervan olmuştur. Türkmenlerin “Ebu Müslim Horasani gelmeseydi cihana eşeklerde secde ederdi Mervan’a” diye meşhur bir sözü hala dillerdedir.

Emeviler Kudüs’te yaptıkları mabedi kutsallaştırmak için Hz. Muhammed ve Kuran’ı alet ettiler ve Kuran’da ve Miraç’ta geçen Mescit-i Aksa’nın burası olduğunu uydurdular. Yine Müslümanların ilk Kıblesi Hz. İbrahim yani Kabe iken Kudüs olduğunu uydurdular. Emevilerin amacı zulümlerinden dolayı Mekke ve Medine’de kaybettikleri itibar Kudüs ile kazanmak ve kendilerini kutsallaştırıp itibar görmekti.  Emeviler İslam adına uydurduklarını kan dökerek toplumlara zorla dayattılar. Zamanla toplumlar İslam diye uydurulan yanlış dini İslam sandılar.

Vadedilen ve Kutsal Topraklar

Yüce Tanrı, her yaratılanı kendi varlığından var etmişti ve kutsaldır. Kutsal topraklar olarak bahsedilen ise Adem toprağıdır. Hz. Adem’in beden toprağı Yüce Tanrı’nın nurunu taşır. Aşık Veysel “Yarim Kara topraktır” derken yine Hz. Adem toprağından bahseder. Hz. Adem yeryüzünün halifesidir. Hz. Adem ile başlayan bu nur Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Yusuf. Hz. Musa, Hz. Süleyman, Hz. İsa, Hz. Muhammed ile tüm nebilerde var olmuş Ehlibeyt ve gerçek erenler ile devam etmiştir.

Vadedilmiş topraklar Allah’ın katında bulunan Nebilerin toprağıdır, yoludur, dostluğudur, maneviyatıdır. Yüce Tanrı; ahdine – ikrarına- biatına uyan ve ahlak üzeri olan tüm kullarına cenneti yani Nebilerin şehri ve kendi dostluğunu vaat etmiştir. Sonsuz nuru vaat etmiştir.

Nebilerin Vadedilmiş Toprakları

Dört kitap Hakdır. … O, kendinden öncekinin tasdiki ve Kitap’ın ayrıntılı kılınmasıdır…Yunus-37

Tevrat Tekvin kitabının 15. Bab’ında anlatılan konu, dünyevi sanılmış ve dünya toprağının peşinden koşan kişilerin savaş konusu olmuştur. İnsanlar Dünya’da misafirler ve Dünya Yüce Tanrı’nın mülküdür. Yüce Tanrı’ İnsanlara sadece kendi beden toprağı üzerinde belli bir zamana kadar iradesini kullanma hakkı verilmiştir.

O günde Rab, Abraham’la ahdedip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu diyarı, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Refaları ve Amorileri ve Kenanlıları ve Girgaşileri ve Yebusileri senin zürriyetine (soyuna) verdim.

Hani Rabbi, İbrahim’i bazı kelimelerle imtihana çekmiş, o da onların hakkını vermişti de Rab şöyle demişti: “Seni insanlara önder yapacağım.” İbrahim, “Soyumdan birilerini de” deyince Allah: “Benim ahdim zalimlere ulaşmaz.” buyurdu. Bakara – 124

Bu iki ayet ile; Nebilerin tüm insanların önderi olduğu ve görevlerinin İnsanoğlunun nefsine uyup zalim olmamaları, kendi cehaletini yenip şah damarından yakın nura iman ederek Yüce Tanrı’ya ulaşmaları anlatılmıştır. Bu sayede İnsanoğlu Nuh’un gemisi olan nebilerin gemisine binerek kurtuluşa ulaşması murat edilmektedir.

“O gün “ ruhlar aleminde Yüce Tanrı’nın ikrar aldığı gündür. Ve Hz. İbrahim’in insanlara Yüce Tanrı’nın emirlerini anlattığı gündür. Allah İbrahim’e, İbrahim insanlara Yüce Tanrı’nın ahdi olan sonsuzluğu söylemiştir. Gerçek erenlerin yolunda, Kuran’da geçen dört ırmak dört Nebi, dört melek, dört kapıya işaret sayılmıştır. Dört ırmak İnsanlara rahmet olarak yollanan nebilerin rahmet boyutudur. Fırat Hz. Nuh ile, Mısır Hz. Yusuf ve Hz. Musa ile, Büyük ırmak Hz. Adem, Hz. İbrahim, Hz. Muhammed ve soyu ile mana bulmuştur. Yüce Tanrı Nebiler ile insanlara rahmet ırmaklarını sunmuştur. İki ayette de belirtilen soy nebilerin yolundan yürüyen doğru ve arınmış dünyanın tüm insanlarıdır. Bu insanların başında Nebi ve gerçek erenler gelmektedir.

Yemin olsun, zikirden sonra Zebur’da şunu yazmıştık: Yeryüzüne benim iyilik ve barış seven kullarım vâris olacaktır. Tevbe-105

Yemin olsun, biz bu Kur’an’da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler. İsra-89

İçlerinde ümmî olanlar da vardır ki Kitap’ı bilmezler, sadece anlamını bilmeden  okuyuşlar/hurafeler/hayal ve kuruntular bilirler. Onlar yalnız sanıya saplanırlar. Bakara-78

Nihat Vural

13.10.2023

cemhaber.com

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

49Daha fazla mesaj var İnanç Kategori
Sizin için önerilen
Hacı Bektaş-ı Veli dergahı ve dergahta yaşayan İslam

Hacı Bektaş-ı Veli dergahı ve dergahta yaşayan İslam Hacı Bektaş, doğumundan altı ay geçince şehadet...