Başbakanın Övdüğü Ebussuud efendiye cevap

Example HTML page

Ebussuud Efendi nin fetvaları dünya saltanatı için verilmiştir. Kuran ve Ehlibeyt e dayanan hiçbir yanı yoktur. Din adına İslam düşmanlığı yapan bu anlayışı Kuran ın ayetleri ile açığa çıkarıyoruz. Ebussuud Efendi Osmanlı imparatorluğunu batıran ve binlerce Ehlibeyt taraftarı Türk ü katleden fetvaları veren kişidir.
Yalan düzerek Allah’a iftira edenden daha zalim kim var? Onlar Rablerine arz edilecekler. Tanıklar diyecekler ki: “İşte bunlardır Rableri hakkında yalan uyduranlar.” Herkes duysun ki, Allah’ın laneti zalimler üstünedir. Hud-18

Ebussuud efendinin verdiği fetvalar: 

Soru: Bir kişi açıktan açığa ramazan gününde yemek yese, sorgulamasa sırasında, “Özrün yokken neden yemek yiyorsun?” diye sorulduğunda yine, “Ramazan hadistir, düzme koşmadır…” diye cevap verse ve bu sözünde dirense, ona ne yapmak gerekir?…
Cevap: Elbette öldürülmesi gerekir…

Soru: Hazreti Hüseyin soyundan gelen bazıları (seyyidler), “İbadetle ilgili kurallar bizi bağlamaz. Biz öbür dünyada ahiret kurallarından sorumlu tutulmayız. Biz cennete gireceklerdeniz…” deseler, bunlara ne yapılmalıdır?…

Cevap: Bu inanç üzerinde direnir de Müslümanlığa (şeriat yoluna) gelmezlerse dinsizlikleri anlaşılmış olur, bu nedenle de öldürülmeleri gereker

Soru: Bazı sufiler, “Bize şeyhimiz böyle buyurdu…” diye sürekli olarak zikretseler, onlara ne yapmak gerekir?

Cevap: Şeyhleri olan dinsizin buyruğunu Tanrı peygamberinin buyruğuna yeğledikleri için (Diğer ibadetleri yapmayarak…) tümünün öldürülmesi gerekir…

Soru: Kızılbaş topluluğunun, dine göre topluca öldürülmesi helal midir? Bunları öldürenler gazi, bu öldürme sırasında ölenler de şehit olur mu?

Cevap: Kızılbaşların topluca öldürülmeleri elbette dinimize göre helaldir. Bu, en büyük, en kutsal savaştır… Bu yolda ölmek de şehitliğin en ulusudur.

Soru: Kızılbaşların öldürülmesi, İslam Sultanına (Osmanlı padişahına) düşmanlık besledikleri için mi şarttır, yoksa başka nedenleri de var mıdır?…

Cevap: Bunlar hem sultana isyan ederler, hem de dinsizdirler…

Soru: Kızılbaşların önderinin Tanrı Peygamberinin (Muhammet’in) soyundan olduğu söyleniyor. Bu durumda, Kızılbaşların öldürülmelerinin helal olduğundan biraz kuşku duyulamaz mı?…

Cevap: Hâşâ, en küçük kuşku duyulmaz. Kızılbaşların yaptıkları kötü işler, o temiz peygamber soyuyla bir ilgilerinin olmadığını göstermeye yeter. Ayrıca babası İsmail (söz konusu Şah İsmail’dir) ortaya çıktığında, İmam Ali er-Rıza ibni Musa el-Kazım’ın mezarının bulunduğu ve diğer yerlerdeki büyük seyyidleri zorlayarak kendi soyunu da onlarınkinden göstermek istedi. Direnenleri öldürttü. Bazı seyyitleri kıyımdan kurtulmak için bu isteğe boyun eğmişler, fakat dikkat edenlerin anlayabilmesi için de onun soyunu kısır bir seyyide bağlamışlardır.

Ayrıca, soyunun peygambere dayandığı doğru olsa bile, dinsiz olunca diğer kâfilerden ayrımı kalmaz. Ancak ve ancak doğruluğu tartışılmayacak olan kutsal şeriat töresine uyanlar ve onun sağlam kurallarını koruyanlar peygamber soyundan olabilir. Örneğin, Kenan, Nuh Peygamberin oğluydu ama onun yolundan çıkmıştı. Nuh Peygamber, Kenan’ın kurtulması için yalvardığında, Tanrı, “O senin soyundan sayılmaz…” demiş, Kenan da, öbür kâfirlerle birlikte boğulup cezalandırılmıştı…

Eğer büyük peygamber soyundan gelmek azabdan kurtulmaya yetseydi, Âdem Peygamber soyundan geldikleri için, bütün kâfirler bu dünyada ve öbür dünyada asla azaba düşmezlerdi…

Soru: Kızılbaşlar, Şii olduklarını söylüyorlar, “Lailahe illallah” diyorlar. Kendilerine karşı uygulanan bu ölçüde sıkılığın nedeni nedir? Ayrıntılı ve geniş geniş açıklar mısınız?..

Cevap: Onlar Şii de değildir. Zaten, “Yetmiş üç yoldan ehli sünnet dışındakiler yanacaktır…” diyen peygamberimiz durumu aydınlatmıştır. Kızılbaşlar, yetmiş üç yolun tam olarak birinden değildirler. Her birinden bir parça kötülük ve bozgunculuk alıp kendi isteklerine göre yarattıkları sapıklık ve küfürlerine katarak bir sapıklık ve dinsizlik mezhebi kurmuşlardır. Bu kötü durumlarını gün gün artırmaktadırlar. Bunların sürüp giden, bilinen suçlarına bakarak kutsal din yasalarına (şeriate) göre şu yargılara varırız:

O zalimler, ulu Kuran’ı, kutsal şeriatı ve İslam dinini hafife almakta, dinsel kitaplara söverek ateşe atmaktalar. Gerçek din bilgilerini (şeriat âlimlerini) bu bilgileri yüzünden kırmakta, önderleri olan sapık haini Tanrı yerine koyarak ona secde etmekteler. Ayrıca haram olduğu sağlam ayetlerle saptanmış olan bütün yasakları da helal sayıyorlar. Ayrıca Ebi Bekr ile Ömer’e lanet ettiklerinden dolayı da kâfirdirler. Ayrıca, doğruluğu tartışılamayacak olan Ayşe’nin (Peygamberin ailesi) erdemine ilişkin birçok ulu ayet inmişken, bunlar Ayşe anamıza dil uzatarak Kuran’ı yalanlamakta ve böylece de kâfir olmaktalar. Ve yine Ayşe’ye yönelik suçlamaları ile peygamberimizin kutsal büyüklüğüne leke sürerek bu yolla peygambere sövmüş sayılırlar. Bu yüzden bütün Kızılbaşların, büyüğü küçüğü ile, kentleri ve eserleriyle yok edilmeleri şarttır. Bunların kâfir olduğundan kuşku duyanlar da kâfir olur…

Kızılbaşlar, İmam-ı Âzam ve İmam Süfyan-ı Servi’ye göre, eğer tam anlamıyla tevbe eder de İslamiyete dönerlerse ölümden kurtulurlar. Fakat İmam Malik, İmam Şafii, İmam Ahmed bin Hambel, İmam Leys bin Sad, İmam İshak bin Rahuya ve öteki din bilginlerine göre bunların tevbeleri de kabul edilmez. Elbette boyunlarının kesilmesi gerekir.

Hazret-i İmam (Ebi Hanife) onların hangi yanın inancını benimserlerse o yandan olacaklarını söylemiştir. Bu yargı bilinir…

Kızılbaş askerleri için ne yapılması gerektiği konusunda bir ikilik yoktur. (Öldürülmeleri gerekir.) Fakat köylerde ve kentlerde kendi hallerinde doğrulukla oturup Kızılbaşların nitelik ve davranışlarından arınmış, dışları da buna uygun kimselerin, yalanları ortaya çıkmadığı sürece, diğerlerine uygulanan uygulamalardan (katliamdan) kurtulmaları gerekir.

Kızılbaşların öldürülmeleri, diğer kâfirlerin yok edilmelerinden daha önemlidir. Örneğin Medine çevresinde kâfir çokken ve Şam henüz ele geçirilmemişken, Ebi Bekir kâfirlere saldırmayı değil, yalancı Müseyleme’ye bağlı bu döneklere saldırmayı yeğlemiştir. Hazreti Ali zamanında Haricilerin kırılması da böyle olmuştur. Bu kesimin kötülükleri çok büyüktür. Bunların kötülüklerini yeryüzünden silmek için çok çaba harcamak, ne gerekirse yapmak lazımdır.

Soru: Bir kişi diğerine selam verirken, “Aşk olsun…” dese diğeri de “Ya hu…” diye karşılık verse bunlara ne yapılır?

Cevap: Yüce Tanrı’nın saptadığı selamı beğenmeyip o şekilde selamlaşırlarsa kâfir olurlar.
Allah aşkı ile sema veren ve Allah’ın diğer isme Ya Hu ile Allah selamı alan kişiye iftira atmak ve müünleri karif ilan etmek İslam dinine aykırıdır.

Soru: Kâfir düğününe, “Mübarek olsun.” diyene ne yapılır?

Cevap: Eğer “Mübarek” dediyse kâfirdir.
Soru: Şeyh Bedrettin Simavi ki “Varidat” sahibidir “Bedrettin yandaşlarına küfür ve lanet etmeyen kâfirdir.” diyen birisine ne yapmak gerekir?

Cevap: Aslında, Bedreddin yandaşı olanlar kâfirdir, demek doğrudur. Diğer kâfirleri olduğu gibi bunların adını da anmayıp lanet etmeyen kendi halindeki Müslümanlar kâfir olamaz.

Soru: Simavilerden bir bölük insan şarap içip izinle birbirlerinin eşlerine tasarruf etseler, bunlara ne yapmak gerekir?

Cevap: Öldürülmeleri gerekir…

Soru: Birisi, “Hallacı Mansur şeriate göre kâfir olduysa, gerçeğe göre de en yüce mümindir. Gerçekten de Hallac’ın davası doğrudur.” dese ve inancı da bu yönde olsa bu kişiye ne yapılır?

Cevap: Hallacı Mansur’a yapılan yapılır… (Öldürülür.)

KURAN EBUSSUUD EFENDİYE CEVAP VERİYOR.

Ebussuud Efendi ve Osmanlı Padişahı İslam dinini kendi menfaati için kullanmıştır.
Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap’ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, “İşte bu, Allah katındandır!” derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden! Bakara-79
Allah’ın kitaptan indirdiği şeyi gizleyip onu basit bir ücret karşılığı satanlar, karınlarında ateşten başka bir şey yemiş olmazlar. Kıyamet günü, Allah onlarla konuşmayacaktır, onları arındırmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır. Bakara-174
Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini basit bir bedel karşılığı satanlar var ya, işte onlar için âhirette hiçbir nasip yoktur. Allah onlarla konuşmayacaktır, kıyamet günü onlara bakmayacaktır, onları temizleyip arıtmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır. Ali İmran- 77
Onlardan bir zümre vardır, aslında Kitap’tan olmayan birşeyi siz Kitap’tan sanasınız diye, dillerini Kitap’la eğip bükerler. O, Allah katında olmadığı halde, “Bu, Allah katındandır.” derler. Bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler. Ali İmran-78

İslam dininde baskı yoktur.

Dinde baskı-zorlama-tiksindirme yoktur… Bakara-265
Beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmayacağım. Şu bir gerçek ki, ben, âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.” Miada-28

Kişinin inancı kendisine aittir. 

Seni yalanladılarsa şöyle söyle: “Benim yaptığım bana, sizin yaptığınız size. Siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım.” Yunus-41

Ehlibeyt’e tabi olmak Allah’ın emridir. Ehlibeyt’i sevmek Allah’ın emridir.

Evlerinizde de vakarlı oturun. İlk cahiliye teşhirciliği gibi kendinizi teşhir etmeyin. Namazı/duayı yerine getirin, zekâtı verin, Allah’a ve resulüne itaat edin. Allah sizden kiri/lekeyi gidermek istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam bir biçimde temizlemek istiyor….Azhab-33

Allah’ın, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi işler yapanlara müjdelediği, işte budur. De ki: “Ben, buna karşılık sizden, yakın akrabamı/Ehlibeytimi sevmeniz dışında bir ücret istemiyorum.” Kim bir iyilik/güzellik üretirse onun için, o ürettiğine bir güzellik daha ekleriz. Çünkü Allah Gafûr’dur, çok affeder; Şekûr’dur, iyiliğe karşılık verir/teşekkür eder. Sura-23

Farz olan oruç Muharrem orucudur.

Bütün peygamberler farz olan Muharrem orucunu tutmuştur. Sevgi ve aşk orucudur. Matem orucudur.
Tan yerinin ağarmasına andolsun, On geceye andolsun, Çifte ve teke andolsun, Geçip giden geceye andolsun (ki, müşrikler azaba uğrayacaklardır). Fecr-1,2,3,4

Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır. Bakara– 183

Ramazan orucu kişinin iradesine bırakılmıştır. Farz değildir. Kötülükten kurtuluş orucudur.

Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur’an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah’ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır
Bakara-185

Savunma dışında savaş İslam tarafından kabul edilmez. 

Hz Muhammed savunma dışında savaş yapmamıştır.
Sizinle çarpışmaya girenlerle Allah yolunda siz de çarpışın. Ama haksız yere saldırmayın/çarpışmada zulme sapmayın. Çünkü Allah, sınır tanımaz azgınları sevmiyor. Bakara-190
Artık inkârcılara boyun eğme, onlara karşı Kur’an ile zorlu bir cihat aç. Furkan-52

Zikir Allah’ın emridir. Zikir ehline uymak Allah’ın emridir. 

Senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz erler gönderdik. Hadi, sorun zikir ehline, eğer bilmiyorsanız…Enbiya-7
Biz senden önce de elçi olarak kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun. Nahl-43
Bu, âlemler için bir Zikir’den başka şey değildir.Sad-87
Böyleleri, inanan ve gönülleri Allah’ın zikriyle tatmin bulan kişilerdir. Gözünüzü açın! Gönüller yalnız Allah’ın zikriyle tatmin bulur. Rad-28

Ehlibeyt ve Kuran’a tabi müminleri öldürenler tüm insanlığı öldürmüş gibidirler.

Bir mümini kasten öldürene gelince, onun cezası,içinde uzun süre kalmak üzere cehennemdir. Allah gazap etmiştir böylesine, lanetlemiştir onu; çok büyük bir azap hazırlamıştır ona.NİSA-93

Ehlibeyt muhiplerine zulüm yapmak asla kabul edilemez… Ne var ki zulme sapanlar, bir sözü kendilerine söylenmiş olandan başkasıyla değiştirdiler. Bunun üzerine biz, bu zalimler üstüne, ürettikleri kötülüklere karşılık olarak gökten bir pislik indirdik. Bakara-59
Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah’a karşı yalan uydurmak için, “Şu helâldir”, “Şu haramdır” demeyin. Şüphesiz, Allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler BAHL-116

Kuran ve Ehlibeyt İslam’ın gerçek yoludur. İslam mezhepleri kabul etmez. 

Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir. Enam-159
Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O’nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz;
sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız. Ali İmran-103
Onlardan ki, dinlerini parçalayıp hizipler/fırkalar haline geldiler. Her hizip kendi elindekiyle sevinip övünür Rum-32

Mezhepler Hz Muhammet’ten üçyüzyıl sonra Abbasiler tarafından Müslümanları bölmek için uydurulmuştur. İmam-ı Âzam, İmam Malik, İmam Şafii, İmam Ahmed bin Hambel mezhep kurmamıştır. İmam-ı azam mezhep kurmayı reddettiği ve İslam yolunun temsilcisinin Ehlibeyt olduğunu söylediği için Abbasiler tarafından zindana atılmış ve kırbaçlanarak şehit dilmiştir. İmam-ı Âzam’ın şehit olmasından sonra mezhep kızı Hanife ve İmam-ı Âzam’ın iki öğrencisine baskıyla Abbasiler tarafından kurdurulmuştur. Mezhepler baskı ile halka öğretilmiştir.

Allah’ın Adem’de gizli sır olduğuna inanmak ve Allah’a ulaşmak için Peygamberleri ve Ehlibeyt’i vesile etmek Allah’ın emridir.

Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız. Kaf-16
Şunu da bilin ki, Allah kişi ile kalbinin arasına girer… Enfal-24

Hani meleklere “Âdem’e secde edin!” demiştik de İblis müstesna hepsi secde etmişti. İblis dayatmıştı. Taha-116
“Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın.” Hicr-29
İblis müstesna. O, secde edenlerle beraber olmaya karşı çıktı Hicr-31
“Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin!” sad-72
Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi. Azhap-72
Bir vakit Yûsuf babasına şöyle demişti: “Babacığım, ben rüyada on bir yıldızla, Güneş’i ve Ay’ı gördüm; onları bana secde ediyorlar gördüm.” Yusuf-4
Ana ve babasını taht üzerine çıkardı, hepsi Yusuf için secdeye kapandılar. Yusuf da:”Ey babacığım, işte bundan önceki rüyamın yorumu bu; gerçekten Rabbim onu gerçekleştirdi… Yusuf-100

Peygamberlere ve Kitaplara inanmak Allah’ın emridir. 

Hem sana vahyedilene hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Âhireti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır.
İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar.Bakara 3 -4 -5
Şu bir gerçek ki, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler ve Hıristiyanlardan Allah’a ve âhiret gününe inanıp hayra ve barışa yönelik iş yapanlar için korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar. Maida-69
Şöyle deyin: “Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, onun torunlarına indirilene, Mûsa’ya ve İsa’ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O’na/Allah’a teslim olanlarız.” Bakara 136
Ey iman edenler! Allah’a, onun resulüne, resulüne indirmiş olduğu Kitap’a, daha önce indirmiş olduğu Kitap’a inanın. Kim Allah’ı, O’nun meleklerini, kitaplarını, resullerini ve âhiret gününü inkâr ederse geri dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüş olur.NİSA-136

Hz Muhammed’in soyundan gelenler, Müslümanların önderleridir. 

Hz Muhammed ve Hz Ali, İbrahim peygamberin soyundandır. Hz Muhammed’in soyu Hz Fatma ve Hz Ali’den devam etmektedir. Kevser suresi Peygamberin soyu için inmiştir.
Sana lutfettik kecseri O halde, sen de Rabbin için dua et ve göğsünü gererek dimdik dur/sağ elini sol elinin üzerine koyup kıyam et/eti yenecek hayvan kes!
Kuşkun olmasın ki, ebter/soyu kesik, seni kötüleyenin ta kendisidir! Kevser1-3
Hani Rabbi, İbrahim’i bazı kelimelerle imtihana çekmiş, o da onların hakkını vermişti de Rab şöyle demişti: “Seni insanlara önder yapacağım.” İbrahim, “Soyumdan birilerini de” deyince Allah: “Benim ahdim zalimlere ulaşmaz.” buyurdu. Bakara – 124
Rabbimiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman/Allah’a teslim olan kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et! Sen, evet sen, Tevvâb’sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm’sin, rahmetini cömertçe yayarsın.” Bakara – 128
Hallaç’ı Mansur Allah yolu için canını vermiştir. Kaf-16 suresini söylediği için yobaz ulema tarafından katli vacip fetvası verilmiştir.
Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biiriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız. Kaf-16
Bizim yarattıklarımızdan bir topluluk vardır ki, hak ile kılavuzlar ve yalnız onunla adalet sunarlar. Araf-181
Gözünüzü açın! Allah’ın velîleri için hiçbir korku yoktur. Tasaya da düşmezler onlar. Tevbe-62
İnananlardan öyle erler vardır ki, Allah’a verdikleri sözde sadakatle dururlar. Onlardan bazısı adadığını yerine getirdi, bazısı da bekliyor. Sözlerini asla değişmediler. Azhap-23

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

41Daha fazla mesaj var Genel Kategori
Sizin için önerilen
Yüz yıldan Kemale – Cumhuriyet’in yüzüncü yıl anısına

Yüz yıldan Kemale – Cumhuriyet’in yüzüncü yıl anısına Yaşa Mustafa KemalCumhuriyetin ileHalkın Gülecek DaimYüz yıldan,...