Ana Dilde Eğitim ve Gerçekler

Example HTML page

Kişinin ana dili ve Milletin anadili nedir?

Kişinin ana dili ve Milletin anadili nedir sorusuna vereceğimiz cevap bize yol gösterecektir. Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir . Burada Türk Milleti kavramını doğru anlamak ve tanımlamak gerekir.

“Türk Milleti” Türkiye’de yaşayan halkı tamamını ifade eder. Türk halkının kültürel kimliklerin tamamını içine alır. Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Ermenice, Rumca, Çerkezce, Arapça, Süryanice, Boşnakça vs. ile Türk kültürünü tamamlar. Konuşulan bu dillerin tamamı “Türk Milleti’nin dilleridir ve ana dillerdir.
Türkiye’de konuşulan tüm diller ve kültürler Türk kültürünü meydana getirir. Orta Asya’dan gelen Türk kültürü başta Fars kültürü, Arap kültürü, Avrupa ve balkan kültürü, Kafkas kültürü, Mezopotamya kültürü, Anadolu kültürü ile yoğrularak günümüze kadar gelmiş ve varlığını kabul ettirmiştir.

Türk Milleti Anadolu’da yaşayan eski medeniyetleri de Türk kültürünün değerleri arasına katmıştır.
Türk kültürü insanlık medeniyetinin ürettiği tüm medeni değerleri bünyesinde yaşatma azminde ve kararlılığında olmuş ve kültür hedefin insanlık değerlerinin yükseltilmesi olarak tarif etmiştir.

Ülkemizde dil farklılıkları Türkçe ortak potasında buluşmuş birlik ve beraberliğini temin etmiş ve değerlerini vatandaşlık bağı ile yani insan olma bağıyla tamamlamıştır. Farklı dilleri kullanan insanlarımız yüzyıllar boyunca Türkçe dili ile birliğini sağlamış ve Türkçe ile konuşmuşlardır.

Dünyada aynı dili konuştuğu halde hiç anlaşamayan insanlar olduğu gibi, farklı dilleri konuştukları halde anlaşan insanların var olduğunu unutmayalım. İnsanlar bir tek ümmetten başka değilken ihtilafa düştüler… Yunus-19

Ana dil Türkçe, günümüzde eğitim dili olmaktan yavaş yavaş çıkarılmaktadır. İnanç alanı ise Arapça terk edilmiştir.
Sorun ana dilde eğitimin Türkçe olması değildir. Sorun eğitimde nitelik sorunudur. Sorun diğer ana dillerimizin öğretilmesinde eksikliklerin olmasıdır.

Tartışmamız gereken Türkçe dışındaki dillerimizin öğrenilmesi, konuşulması, araştırılmasıdır.
Türk Dil Tarik Kurumu bünyesinde Türk kültürünü oluşturan diğer dillerin araştırılması başta olmak üzere kültürel gereksinimlerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Diğer dillerin öğrenilmesinde gerekli alt yapının oluşturulması, okullar, yayınlar, bilimsel çalışmalar yolu ile geliştirilmesi şarttır.

Eğitimin en geri kaldığı bölge doğu bölgesidir. Eğitimin temel sorunlarını konuşmak yerine ana dil üzerinden eğitim tartışmaları ile sorunların üstünün örtülmesine neden oluyoruz.

Doğu Bölgesinde günümüzde Türkçe Kürtçe, Zazaca, Arapça, Ermenice, Süryanice gibi diller konuşulmaktadır. Kürtçe konuşan topluluklar ve Türkçe konuşan toplulukların aynı kültüre mensup insanlar olduklarını ve zamanla siyasi sebeplerden farklılaştırıldıklarını bölge insanları yüzyıllardır anlatmaktadırlar.

Bir zamanlar Ermenilerin, Süryanilerin yoğun yaşadığı doğu gölgesinde bu toplulukların bir kısmının Kürtçe konuşur hale geldiklerini söyleyen değerlendirmeler mevcuttur. Türkmen aşiretlerinin de Yavuz Sultan Selim’in uyguladığı politikalar ile Kütçe ve Zazaca konuşur hale geldiklerini bilmekteyiz. Kürtçe konuşan bazı aşiretlerin de göç politikaları ile Türkçe konuştukları tarihi birer geçektir.
Bazı aşiretler Türkçe, Kürtçe, Zazaca dillerini aynı anda veya ayrı ayrı konuşmaktadırlar. Bu aşiretler bu üç dil arasında farklılık gözetmezler.

Kan ve kafatasçılık üzerinden oturtulacak milliyetçilik anlayışından uzaklaşıp kültür üzerine oluşturulmuş milliyetçilik anlayışına yönelmeliyiz. İzleyeceğimiz politikalar İnsan odaklı olmalıdır. 73 millete bir bakmayı ahlak olarak kabul eden Türk milletinin bu görüşü tekrar siyasete ve topluma egemen kılınmalıdır. İnsanların farklı kültürlere sahip olduğu halde aynı milletin parçaları olduğu inancı halkımız arasında kabul görmüştür. İnsanlar bir tek ümmet idi… Bakara-213

1- Gelenekleşmiş ve İslam’ın önüne geçmiş dini söylemler sağlıklı bir eğitimin yapılmasına engel teşkil etmektedir.
2- Kadın erkek eşitliği, kültürel ve ekonomik geri kalmışlıkla birlikte bölgede en büyük sorunu teşkil etmektedir.
3- Sosyal ve kültüre ihtiyaçların karşılanmasındaki sorunlar nedeni ile gençlik kendini ifade edememektedir. Edebiyat, şiir, tiyatro, müzik ve aşıklık geleneği, sinema, alanlarında kültür üretim yok denecek kadar azdır.
4- Okullaşma oranı, derslik başına öğrenci sayısı Türkiye ortalamasının çok gerisindedir. Özelikle kırsal kesimde açık okul kalmamıştır. Bir kısmı Terör örgütünce yakılmış diğerleri de Devlet tarafından kaderine terk edilmiştir. Kendi okulunu kendi yapan vatandaşlarda maalesef okullarına sahip çıkmamıştır.
5- Nitelikli eğitim kadrolar başta olmak üzere eğitmen sıkıntısı devam etmektedir. Kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen, vekil öğretmen, usta öğretici gibi çeşitli uygulamalar sorunu derinleştirmektedir.
6- Öğrencilerin eğitim için gerekli ihtiyaçları yoksulluk nedeni ile yeterince karşılanamamaktadır. Lise ve üniversite eğitimi Türkiye ortalamasının çok gerisindedir.
7- Tarım ve hayvancılık gerilemiştir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan aileler yeni teknikler ve yöntemler konusunda çağın gerisinde kalmıştır. Öğretim ve lise eğitiminde tarım ve hayvanlık konularına yer verilemesi gerekmektedir.
8- Çocukların sokak çatışmalarında kullanılması, kapkaç, hırsızlık içine sokulması, küçük yaşta ağır işlerde çalıştırılması, çocuk yaşta evlilikler, kız çocuklarının başlık parası ile evlendirilmesi, ikinci eş alımı gibi önemli sorunlarda gerekli tedbirler yetersiz olduğu gibi eğitimde bu konuların daha ahırlıklı olması için gerekli çalışmalar yapılmamıştır.
9- Sosyal hayatın gereksinimlerinin karşılanması konusunda eğitim üzerine düşen misyonu yerine getirememektedir.
10- Siyasi Partilerin eğitimi yaz boz tahtasına çevirmeleri ve Milli Eğitim anlayışın tahrip olmasına sebep olmuşlardır. Bu süreç eğitim sorunlarının artmasına sebep olmuştur.
11- Eğitimcilerin sorunlarının ele alınması ve çözüm yollarının üretilmesi gerekmektedir.
12- Aklı hür vicdanı hür bireylerin yetişmesine uygun eğitim politikaları terk edilmiştir. Bilimsel düşünce sistemi yerine ezberci anlayışlar eğitime hakim kılınmıştır.
13- Sürekli yarıştırılan öğrenciler yaratıcılık özelliklerini kaybetmekte ve enerjilerini yitirmektedir.
14- Bilgiyi ölçmek yerine öğrencinin yetenekleri ve becerilerini ölçme yoluna gidilmeli ve öğrencilerin yeteneklere göre eğitim tamamlanmalıdır.
15- Eğitimin paralı hale getirilmesi doğu bölgesinde olumsuz sonuçların daha fazla hissedilmesine neden olmaktadır.
16- Dershane eğitimi Türkiye’de normal eğitimin önüne geçmiştir.
17- Mesleki eğitim yetersizdir. Meslek eğitimi için gerekli olan staj olanakları yok denecek kadar azdır.
18- Yetişmiş insan gücünün azlığı, eğitim alan gençlerin iş bulması adeta imkansız hale gelmiştir.
19- Mustafa Kemal Atatürk yeni nesli Türk öğretmenlerine teslim etmiş olmasına rağmen günümüzde eğitimcilerin konumu bu anlayışın tamamen uzağındadır.
20- Yeni kurulan üniversiteler yüksek lise olma özelliğinin ötesine geçememişlerdir. Üniversiteler ve eğitim siyasi etki altındadır. Buda bilimsel değerlerin ve kadroların eğitim sitemine girişini engellemektedir.
21- Plansız nüfus artışı ve bebek ölümlerinin Doğu Bölgesinde Türkiye ortalamasının üstünde olması eğitimi olumsuz etkilemektedir.

Artık sorunların temeline inmeliyiz. Türkçe hepimizin ortak ana dilidir.. Milleti birbirine bağlayan temel dildir. Türk milletini oluşturan kültürel zenginliğin temel direğidir. Türk Milleti’nin ana dilidir.
Yukarıda sıraladığımız temel sorunları çözmek ile işe başlamalıyız. Yüzyıllar boyunca yanlış yönetim anlayışının getirdiği sorunları çözmek için var gücümüzle seferber olmalıyız. Yitirilen ve kaybedilen kuşaklar bizim kuşaklarımızdır. Birikmiş sorunlar bizim sorunlarımızdır.
Öncelikle sorumluklardan kaçak siyasetçiler, halkın sorunlarından uzak aydınlar, kendi derdini toplumun önüne koymuş, şıh, ağa, bürokratik yapı sorunların çözümünde yetersiz kalmaktadırlar.
Ağa ile köylüyü eşit statüye getiren , Şıh ile müridini aynı kabul eden Mustafa Kemal Atatürk anlayışı önümüzde örnek olarak durmaktadır.
İnsan odaklı ve vatandaşın efendi olduğu bir toplumu yaratmalı ve devleti vatandaşın emrine sokmalıyız. Özellikle siyasetçiler yöneten olmaktan çıkıp millete hizmet eden olmaları gerekmektedir.
Allah dileseydi sizi elbette bir tek ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye öyle yapmamıştır. O halde hayırlarda yarışın…Maida-48
Güzellik üretmek için yarışalım.

www.cemhaber.com
Nihat Vural
15.07.2010

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

41Daha fazla mesaj var Genel Kategori
Sizin için önerilen
Yüz yıldan Kemale – Cumhuriyet’in yüzüncü yıl anısına

Yüz yıldan Kemale – Cumhuriyet’in yüzüncü yıl anısına Yaşa Mustafa KemalCumhuriyetin ileHalkın Gülecek DaimYüz yıldan,...